Urla – vol 2

Urla’daki ikinci günümüz. Bu sefer ki durağımız Urla şarapları. Mimarisi ile ödüllü bu tesis başlı başına gezmeye değer bir yapı. Üretimden sorumlu Gaye Molavali ile tanışıp birlikte tesisi gezmeye başlıyoruz.

Urla şarapçılık 350 dönümlük bağları ile yılda yaklaşık 150 bin şişe üretime sahip. Bağlarının bir kısmı da tesisin önünde alabildiğine uzanıyor.

Vourla serisinin şişeleme yapıldığı güne denk geliyoruz ve favori şaraplarımdan biri olan bu şarabın şişelenmesine tanık oluyorum.

(soldan sağa doğru sırası ile)

– Chardonnay 2012, burunda tatlı meyve aromaları, damakta sulu olgun armut, 13,5 alkol.

– Serendias Rose 2011, hafif gövdeli, rahat içimli, görüntüsüne göre içimi daha yoğun bir rose.

– Vourla 2010, boğazkere-merlot-syrah-cabernet sauvignon (merlot ağırlıklı). En sık içtiğim Türk kupajlardan biri olan Vourla, orta gövdeli yapısı ile içimi rahat, damakta kırmızı meyve aromaları bırakan dengeli bir kupaj.

– Boğazkere 2011, Urla bölgesinde yetiştirilmiş üzümlerden yapılmış bu boğazkerede meyve aromaları ön planda. Doğunun boğazkeresine kıyasla burukluk ve gövdeli yapı kırılmış.

–  NEXUS, merlot-nero d’avola-cabernet franc üzümlerinden yapılmış bu kupaj piyasaya çıkacak ilk seri. İsmi latin bir kelime olan Nexus; bağlayan, bağlayıcı anlamında. Dolgun yapısı ile gövdeli bir şarap, damakta baharat tadları bırakan canlı bir asiditeye sahip.

– Symposium 2012, burunda hanımeli gibi beyaz çiçek kokuları bırakıyor. Daha önceki rekoltesine oranla 2012 rekoltesindeki değişim hissedilir seviyede; tadı daha kalıcı ve aromatik. (Sonradan tadım yaptığımız için fotoğrafta yok malesef.)

Tadım sonrasında birkaç şişe satın alıp yaptığımız bu geziden daha da mutlu ayrılıyoruz.

Akşam üzeri Urla sahilin harika manzarası eşliğinde şaraplarımızı içerek ikinci günümüzü de sonlandırıyoruz.

– END –

RELATED POSTS

LEAVE A COMMENT