SIEMENS EV ALETLERİ İLE CHEF TALKS; Nathalıe Stoyanof Suda

Başarılı şeflerin mutfağın ötesindeki ilham veren yaşamlarına konuk olduğumuz Siemens Ev Aletleri ile Chef Talks söyleşilerinde bu ay konuğumuz Beyaz Fırın’ın beşinci kuşak temsilcisi Nathalie Stoyanof Suda.

Hazırlayan: Atakan Aya

Fotoğraf ve Video: Cantekin Cantez

Türkiye’nin köklü markalarından biri olan ve iki asırdır varlığını sürdüren Beyaz Fırın’ın beşinci nesil temsilcisi Nathalie Stoyanof Suda, kariyer serüvenine çok küçük yaşta babası ile Beyaz Fırın’ın Kadıköy’deki şubesinde giderek başlamış. Fransız lisesinde okurken hobi olarak Fransızların pastacılık kitaplarından tarifler öğrenip arkadaşlarıyla mutfağa girerek tutkusunu pekiştirmiş. Üniversiteden mezun olduktan sonra kariyerinin en önemli adımlarından birini atmak üzere Paris’te Ünlü aşçılık okulu Le Cordon Bleu’de pastacılık eğitimi almış. Mezun olduktan sonra 2000 yılı itibariyle profesyonel iş hayatına atılıp Beyaz Fırın için kolları sıvamış.

Nathalie,  sen Beyaz Fırın’ın beşinci kuşak temsilcisisin. Türkiye’de gastronomi dünyasına yön verenlerden biri olarak bu noktaya gelene kadarki kariyer yolculuğundan bahseder misin?

Beyaz Fırın aile işletmesi olduğu için çok küçük yaşımdan buyana bu işin içindeyim. Çocukluğumdan itibaren işin içinde olmamın zaman içerisinde bende farklı etkileri oluştu. Şef geçmişim oldu, ticari açıdan konuya hakim oldum, babamın yaşadığı zorluklara şahit oldum ve bu farklı açıların bana faydaları oldu.

Üniversiteden sonra Le Cordon Bleu Paris’e gidip pastacılık eğitimi aldım. Okulda aldığım eğitim bana çok farklı bir vizyon kattı. Okulu bitirdiğimde ise artık sadece mutfakta olamayacağımı biliyordum.

Bu yaşadıklarıma eş zamanlı olarak yaz aylarında Amerika’ya gidiyorduk. Kaliforniya’da ailemizin soyadıyla Stoyanof’s isminde bir restoranımız vardı. Orada işin restoran tarafı ile tanışma fırsatını yakaladım. Kaliforniya’da 30 yıl önce çok faklı bir vizyonu gözlemleyerek içinde bulunmam benim vizyonumda çok farklı bir etkileşim yarattı. 2000 yılında profesyonel iş hayatıma başladım.

Peki Nathalie iş hayatında nasıl biri?

Iş hayatımda acele değil ama hızlı karar alan birisiyim. Aynı zamanda detaycı, çok soran ve çok danışan birisiyim. Ekip insanıyımdır ve ekibime önem veririm. Ekip ile çalışmayı, takım adamı olmayı çok sevdiğim için zaman içinde kendi ekibimi yarattım. Demokratik bir yöneticiyim. Patron olarak söz hakkımı bir tutmaya özen gösteriyorum.

Dev bir ekip yönetiyorsun ve çok yoğun bir tempoda çalışıyorsun.  İçinde bulunduğun bu tempoyu anlatır mısın?

İşimin çok farklı tempolarının olduğu dönemler var. Mesela mağaza açtığımız dönemler çok yüksek bir tempom oluyor. Yeni açılacak bir mağazanın araştırma, onaylama, satın alma, konsept, mutfak gibi bütün süreçleri bir araya geliyor ve tempo ister istemez yükseliyor. Mağaza açılışı olmayan dönemlerde kendimizi ekip olarak geliştirmeye yönelik çalışmalarımız oluyor. Sezona hazırlandığımız ve yeni ürünler geliştirdiğimiz dönem olan, yaz dönemi yine bizim için yüksek tempoda çalıştığımız bir dönem oluyor. Özel günler ve  bayramlar için olan hazırlıklarımız ise adeta bir modacı gibi bir yıl öncesinden başlıyor. İşimin temposu her ne kadar inişli çıkışlı olsada genellikle yoğun ve çok yönlü oluyor.

Bu yoğun çalışma içerisinde bir şef ve bir anne olarak hem kendinin hem de ekibinin enerjisini yüksek tutmak için motivasyon kaynakların neler?

Aslında işim benim asıl motivasyon kaynağım çünkü hep hobimdi. Çocuklukta pastacılık hobimdi işim oldu, sonrasında yemek yapmak hobimdi işim oldu. Bir yandan hobinizin işiniz olması çok iyi ama diğer yandan yakın çevreniz tarafından, özellikle eşim ve kızlarım tarafından, sürekli iş yapıyormuş gibi algılanıyor. Her ne kadar ben işimden sonsuz keyif alıyor olsam da bu benim için zor olan taraf oluyor.

Motivasyon tarafına gelirsek ekip, ekip çalışması beni çok besliyor. Genel kanı olarak işin başında olan tarafın ekibin motivasyonunu yüksek tutması beklenir ama zaman zaman benim motivasyonum düştüğünde onlar beni tutup yukarı çekiyorlar ki en muhteşem uyum da bu noktada yaşanıyor. Eve geldiğim zaman kesinlikle iş konuşmamaya özen gösteriyorum, bu durumda da iş konuşmak için işe gitmek de başka bir motivasyon noktası oluyor.

Gerek başında olduğun markaya dair menüler üzerinde çalışırken ya da evde yemek yaparken nelerden ilham alıyorsun?

Mevsim ve mevsimin bana getirdikleri benim ilham kaynağım. Hiç aklınıza gelmeyen yiyecekleri eğer aynı mevsimde çıkan başka yiyeceklerle bir araya getirirseniz muhteşem uyumlar yakalayabilirsiniz. Dolayısıyla ben mevsimi takip etmeyi yeterli buluyorum. Tabaktaki renk uyumu da benim için çok önemli ve buna ayrıca özen gösteriyorum.

Yorucu bir günün sonrasında rahatlamak, huzur bulmak ve yenilenmek için neler yapıyorsun?

Haftanın 6 günü spor yapıyorum ve bu benim deşarj noktam. Senelerdir aynı pilates stüdyosuna gidiyorum ve aynı antrenörler ile çalışıyorum. Stüdyoya gittiğim zaman çok rahatlıyorum ve bütün yorgunluğum gidiyor. Evim sahile çok yakın olduğu için uzun ve tempolu yürüyüşler yapıyorum. Spor benim için vazgeçilmez.

Mutfağın dışına çıktığında seni heyecanlandıran, hayatını zenginleştiren anlar neler?

Dostlarım ve ailemle birlikte sofra etrafında olduğumuz anlar benim için çok kıymetli. Daha önceden de bahsettiğim gibi tatlı, pasta, yemek benim hayatım. Hepsini de gerçekten çok büyük bir tutkuyla yapıyorum, bu da benim adıma büyük bir şans. “yine mi yemek?!” gibi bir durum benim için asla olmuyor. Aile olarak akşam yemeklerine misafir çağırmayı çok severiz, arkadaşlarımız da bizim evde yemek yemekten keyif alırlar. Spontane bir şekilde sabahtan veya öğlenden yemeğe misafir davet ederiz. Sofra etrafında toplanmak ve kalabalık sofralar bizim en mutlu olduğumuz anlardan.

Gelişen teknoloji mutfaklarımıza yenilik ve konforu getiriyor. Günlük yaşantındaki deneyimlerinden yola çıkarak beyaz eşyaların senin mutfağındaki önemi nedir?

Ben çalışan bir kadınım, aynı zamanda anneyim. Aynı zamanda evlat olarak da görevlerim var. Dostlarımla ve ailemle vakit geçirmeyi seviyorum. Her şeyi yapmaya ve her şeye yetişmeye çalışıyorum. Bu tempoda da aslında yemek yapmaya çok az vakit kalıyor. Bu aşamada da mutfak ekipmanları imdadıma yetişiyor.

Siemens’ ten ne isteyebilirim diye düşündüğüm zaman aklıma Jetgiller’deki robot hizmetçi geliyor. Kısa bir sürede yemek yapmaya kalktığınız zaman hazırlık aşamalarından dolayı arkanızda bir dağ bırakabiliyorsunuz. Kendi adıma kesen, doğrayan, yıkayan, geri planı halleden bir robot olsa muhteşem olabilir diye düşünüyorum. Mutfak ekipmanlarım benim en büyük yardımcılarım.

RELATED POSTS