Şarap tadında Aşk

 Bölüm 1 – AŞK

Bazı kitaplar vardır ilk çıktıklarında o kadar  popüler olurlar ki, her şezlongda yatanda yada her seyahat edenin elinde karşılaşırız. Bir nevi patlarlar. Eğer yazarı popüler yada pazarlamada başarılıysa -bu kitap için yapılan reklam ve röportajları hatırlatırım- kitabı her köşe başında görürüz. Peki ne var bunda, yada benim derdim nedir?

Bir kitap 750 bin bastı, basıyor, basacak da. Kitap deli satıyor. Yetiş bitecek. Kap bir tane oku çabuk dercesine bağırınca ona karşı bir ruh hallenmesi geliyor içimden ve okuyamıyorum. Bu bir film yada bir kıyafet de olabilir fark etmez.

Kitap ilk çıktığı zamanlar eve bir şekilde sızmış ve çevremdeki herkes tarafından ödünç alınıp okunmuştu. Uzunca bir süredir ise kitaplığımda tüm cart rengiyle bana sırıtıyordu. Elim kitaplıkta rast geldi ve baktım ki eski irite duygularım kalmamış. Bende Bodrum tatilime yakışır diyerek aldım. Artık şezlongda devrilip okuma sırasın bende!

Bölüm 2 – ŞARAP

Şarap içerken en keyif aldığım şeylerden biri de uygun kombinasyonu yakalamak. Bu bazen çetrefilli yemekler ya da tam tersi basit lezzetler bazen ise ortamın ambiyansı ya da sanatsal bir etkinliktir.

Elif Şafak-Aşk şezlong altında serice okunabildiği gibi gün batımı teras keyfinde de oldukça akıyor.

Kitabın ağır, ağdalı bir dili olmadığı için ona eşlik edecek şarabın da çok karakteristik ya da dolgun bir tadda olması şart değil.

Ne shiraz içmek istedim bu kitap ile ne de öküzgözü. Kalecik karası ile eşlik etsem kitaba biraz ayıp olur muydu! Malum Kalecik karası içimi kolay, yumuşak bir şarap. Gerçi bu kitap ile yıllandırılmış bir  Côtes du Rhône şarabı da tercih edecek halim yoktu. Ona anca Kafka yada Camus eşlik eder.

Nihayetinde bu içimi kolay, damağı yormayan kitap-şarap keyfimde merlot içmeye karar verdim.

Mayıs 10, 2012

RELATED POSTS

LEAVE A COMMENT